Kitaba kendimi fena kaptırmıştım, ara verdiğimde hem kitaptaki olay örgüsüyle kendi hayatım arasında bağlantı kuruyor hem de onu düşünüyordum. Kitabı çalışma masama bıraktım. Ardından kendimi düşüncelere kaptırdım.
Son bir haftadır öyle sık arıyordu ki birden bire bu durumun sona ermesi beni hayli sarsmıştı. Evet dediğim gibi. Kendimi boşlukta hissetmeme sebep olan bu "aramama" sürecinin ne zaman sona ereceğini merak ve telaşla bekliyordum.
Aslına bakarsan onu sevmiyordum bile. Üstelik her konuşmamızda azarlıyor hatta böyle sürekli aramamasını, meşgul olduğumu söylüyordum. Oysa o, başlangıçta bu sözlerime kızmış olsa a aldırmıyor, inatla aramakta üsteliyordu. Her ne kadar onu sevmesem de ilgisi gururumu okşadığı ve insanca bir bencillik duygusunun içimde uyandırdığı dürtü, ondan gelecek aramayı beklememe neden oluyordu.
Bu durum biraz da alışkanlık olmuştu. Sanki vücudumun olduğu gibi beynimin de bir biyolojik saati varmış gibi her gün "aklıma estikçe" telefonu kontrol ediyordum. Şaşılacak ve tesadüf olduğuna inanamayacak kadar istemsiz bu davranışım her defasında zaferle sonuçlanınca(tam o anda arıyordu) 6. hissimin söylendiği kadar kuvvetli olup olmadığını düşünürdüm kendi kendime. Sonra gülüp geçerdim bu düşünceme. Oysa metafiziğe ilgim ve inancım vardı ama okuduğum yazılarda anlatıldığı gibi bir gücün bende var olması ihtimali özgüvenimin yetersizliğinden olsa gerek bana, gülüp geçilecek kadar saçma ve imkansız gelirdi.
Bunları düşünürken birden ağlamaklı oldum. Beni bu duruma alıştırdıktan sonra aramayı kesmesi acı veriyordu. Öyle büyük bir boşluk oluşmuştu ki içimde "aşk" denen duyguyu hissetmediğime adım kadar emin olsam da kalbimdeki bu en "sanal " ama "gerçek"acıya anlam veremiyordum.Bu acının sanal olması gerektiğine olan inancım tamdı. Belki de kendime itiraf edemediğim kadar gerçek bir acıydı ama nedeni bir alışkanlığın son bulması kadar basit olamazdı.
Yaşlı gözlerle acımın nedenini ya da nedenlerini bulmaya odaklandım. "Yalnızlık mıydı? Bir kaç ay önce sevgilim tarafından aldatılıp bu durumun verdiği gurur ve kalp kırıklığını hâlâ atlatamamış ve kendimi sosyalliğe kapatmış olmamın sonucu muydu? (aldatılma hikayemi anlatmayı sonraya bırakıyorum sevgili okur)" Kendime bu soruları sorarken ürperti ve şaşkınlıkla fark etmiştim; "Tanrım! Bunların hepsi!"
Şimdi acı tüm bedenimi sarmıştı. Nedenleri keşfetmiş olmamın beni rahatlatmasını dilerdim ama öyle olmadı. Gözlerimdeki yaşların yüzümde çizdiği zikzaklı yoldan akmasına engel olamıyordum. Yüzümü ne kadar uğraşsam da kontrol edemiyor ve bu durum sürdükçe yüzümü kontrol etme çabamın arttığını telaşla fark ediyordum.Hıçkırıklar boğazıma düğümlendiğinde ağlamama engel olmak için çaba harcamamın anlamsız ve gereksiz olduğu sonucuna vararak kendimi serbest bıraktım. Hıçkıra hıçkıra, âdeta boğazımda yutkunamadığım bir şey kalmış gibi alimi göğsüme sertçe vura vura ağladım, ağladım, ağladım...Uyuyakalmışım.
Uyandığımda akşam olmuş, halsizlik ve açlıktan başım dönüyordu. Abartmış mıydım? Buna ihtiyacım vardı. Bedenen halsizdim fakat ruhen kendimi fazlasıyla iyi ve rahatlamış hissediyordum. Kalkıp bir şeyler atıştırdıktan sonra bahçeye çıkıp temiz hava almaya karar verdim.
Temiz hava nasıl da iyi gelmişti. Kendimi daha güçlü ve yenilenmiş hissettiğimde eve döndüm, saat gece yarısına yaklaşmıştı. Çok sevgili çalışma masama bir göz attım ve işte bu aralar ilgiyle okuduğum kitap oradaydı. Kitabı özenle elime aldım ve kaldığım yerden okumaya koyuldum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder